Valonia Çikolata Workshop
Geçtiğimiz cumartesi keyifli mi keyifli, tatlı mı tatlı bir workshopa davetliydim. Bir insan tıbben de en çok ne yediği zaman mutlu olur? Tabii ki ÇİKOLATA. İşte bizde bu işi en güzel yapanlardan birinin mutfağındaydık. PELİT’in. Etrafımda beni tanıyanlar bizim ailecek ne kadar Pelit düşkünü olduğumuzu bilirler. Hatta evimizin sokağının da tam köşesinde bir şubesinin olması sanırım bizim için de büyük şans:) Bu yüzden de Binnur Hanım’dan Beşiktaş’ta Pelit’in bu konudaki tek mekanı olan VALONIA’da gerçekleşecek bu güzel aktivite mailini alınca tereddütsüz kabul ettim. Hatta VALONIA Cafe’nin de ilk açıldığı günden beri bende çok çok güzel anıları var. Evlenmeden önce bende BJK’da oturuyordum. Hafta sonları annem, kız kardeşim ve ben, üç bayan dolaşır, bir sürü alışveriş yapar sonra da buraya gelirdik. Şu anda atölye olarak kullanılan kısım eskiden balkonu ve masaları olan kısımdı. Orada oturur, hem tatlı bir şeyler yer, kahve içerdik. Hem de hiç durmadan konuşurduk. Ne hakkında mı?? Üç bayan bir araya gelince neler konuşulmaz ki:) Ohoooo kıyamet kadar:) Şimdi çok özlüyorum o günleri. Şimdi o kadar sık bir araya gelip bir yerlere gitmemiz eskisi kadar kolay olamayabiliyor. Ama bu yine de üçümüzün sürekli konuşmasına engel değil tabii:) Bu yüzden de geçtiğimiz cumartesi büyük bir mutluluk ve heyecanla VALONIA’daydım. Daha öncede çikolata ile ilgili başka bir workshopta bulunmuş ama sadece izlemiştim.
Çikolata yapımını bizlere sevgili Erdoğan İnan Usta öğretti. Kendisi 3 yıldır burada çalışıyor. Bu işi de burada başka bir ustasından öğrenmiş. Şimdi başarı ile yürütüyor. Çikolata yapımının göründüğü kadar kolay olmadığını sıra bizlere geldiğinde anladık. Erdoğan Usta bizlere önce çok aşamalı nazar boncuklu, fındıklı,Türk Kahveli demo çikolatalar yaptı. Zaten bir kere çalışma yaptığımız mekan inanılmazdı. Düşünün her taraf çikolata dolu ve siz dilediğinizce yiyebiliyorsun. Hansel ile Gratel’i şimdi daha iyi anlıyorum:)
Erimemesi için sürekli 48 derece tutulan çikolatalar bir kap ile alınıp tezgaha konuluyor ve hızlı bir şekilde (hemen donmaması için) tezgahta soğutularak kabın içine konuluyor. Kaptaki çikolata karışımı karıştırılıp kalıbın içerisine dökülüyor ve fazlası kalıp ters çevrilerek tekrar ana kaynağa geri dökülüyor. Bu şekilde kalıptaki çikolatalar donduktan sonra içleri pralin, Türk Kahveli karışımlar, fındık, tahin pekmez gibi çeşitli malzemelerle doldurulup tekrar kapatılıyor.
Biz Sevil’im ile birlikte, bitter çikolata içinde tahin-pekmez-beyaz çikolata karışımı kullanarak güzel bir çikolata yaptık.
Aslında o günkü etkinlik bana gösterdi ki çikolata deyip geçmeyin. Kesinlikle kullandığınız kalıba kadar, her şeyiyle çok dikkat edilmesi gereken bir konu. Çok itinalı bir konu. Çok önemli bir konu. Bu konuda da kesinlikle başarısını takdir ettiğim Pelit’i tüm takipçilerime ve beni okuyanlara tavsiye edebilirim. Özellikle de kırmızı biberli çikolatayı:) Hazır konusu gelmişken sadece yedikten sonra boğazınızda hafif bir baharat tadı bırakıyor. İsotun sadece suyu kullanılarak birkaç günde yapılan zahmetli bir çikolata ama zahmetine değiyor doğrusu:)
Bu güzel daveti için Binnur Musaoğlu ‘na, bizimle gün boyu ilgilenen Burak Itri’ye ve tüm kahrımızı çekip yılmadan sabırla bize çikolata yapmayı öğreten sevgili ustamız Erdoğan İnan’a çok çok teşekkür ederim. Çikolata tadında günler diliyorum herkese. Afiyet olsun:)
Başka etkinliklerde görüşmek üzere…